Cep Telefonu Nasıl Çalışır ?

Cep Telefonları Nasıl Çalışır?

Baz istasyonları cep telefonları için çok önemlidir. Baz istasyonları olmadan hiçbir cep telefonu çalışmaz. Baz istasyonları, genellikle direk veya anten olarak adlandırılırlar. Çünkü bunlar, baz istasyonlarının en görünür kısımlarıdır.

Cep telefonları, sesli arama, SMS, e-posta, MMS, web, TV ve program indirme gibi hizmetler için (RF) alanlarını kullanır. Bunun için en yakın baz istasyonuna bir RF sinyali gönderilir. Baz istasyonu, bu sinyali dijital telefon santraline yönlendirir. Sinyal buradan ana telefon şebekesine aktarılır. Ana şebeke, yine bir baz istasyonu aracılığıyla sinyali alıcı telefona bağlar (eğer bu başka bir cep telefonuysa).

Cep telefonları, en iyi sinyali veren baz istasyonu ile bağlantıya geçer. Bu baz istasyonu genellikle en yakın baz istasyonudur. Kişi, baz istasyonundan uzaklaştıkça sinyal zayıflar ve telefon otomatik olarak kendi RF alan şiddeti ayarlarına döner. Böylece, baz istasyonuyla kurulan bağlantının kesilmemesi için gerekli minimum seviye korunmuş olur.

Baz istasyonunun kapsadığı alana hücre denir.

Hücreler kendi içlerinde genellikle üç sektöre bölünmüştür. Bu sektörler komşu hücrenin sektörleriyle örtüşerek kesintisiz/aralıksız bir şebeke meydana getirirler. Seyahat halindeyken sinyal sürekli olarak bir baz istasyonundan diğerine geçer ve normalde kişinin bulunduğu yere en yakın baz istasyonundan daha ileriye gitmesine gerek kalmaz.

Hücrenin boyutu ve şekli, onu çevreleyen alanla doğrudan ilişkilidir. Örneğin, binalar, ağaçlar ve tepeler sinyalleri bloke edebilir. Hücrelerin genişliği düz ve açık alanlarda daha büyüktür ve bu genişlik bazı yerlerde beş kilometre yarıçapa kadar çıkabilir. Kentlerde ise hücreler iki kilometrelik bir yarıçapı kapsar. Binaların yoğun olduğu yerlerde hücreler en dar kapsama alanına sahiptir. Buralarda mikro-hücre baz istasyonları kullanılarak kapsama alanları genişletilmeye çalışılır.

Her baz istasyonunda eş zamanlı olarak gerçekleştirilen arama sayısı sınırlıdır. Telefon konuşmalarının yoğun olduğu alanlarda baz istasyonuna başka antenler eklenir veya bölgede ek baz istasyonları konumlandırılır. Böylece gelen ve giden arama sayısı arttırılmış olur.

Bütün bunlar şu anlama gelmektedir: İnsanların daha fazla noktada cep telefonu kullanımını teşvik etmek ve hareket halindeyken de kapsama alanının devamlılığı garanti altına almak için çok sayıda baz istasyonuna ihtiyaç durulmaktadır.

Radyo Frekans nedir ?

Radyofrekans alanları, bir çeşit düşük enerjili elektromanyetik (EM) alandır. Yani enerji, dalgalar şeklinde uzaya yayılır. EM alanları, her an her yerdedir. Bu alanlar doğal olarak oluşmakla birlikte yapay bir kaynaktan çıkarlar.

EM alanları, her elektrik akımı esnasında ortaya çıkar. Örneğin yıldırım doğal bir EM alanı yaratır. Vücudun sinir sisteminde de EM alanı oluşması gözlenebilir. Güneşten gelen ışık bir çeşit EM alanıdır. Buzdolabı, saç kurutma makinesi ve bilgisayar gibi gün hayatta kullandığınız elektrikli aletleri fişe taktığınız her an EM alanı oluşturmuş olursunuz.

Çoğu elektrikli alet sadece EM alanı oluşturmakla kalmaz. Bunların çalışıyor olması içinde EM alanına ihtiyaçları vardır. Televizyon, radyo, telsiz telefon, uzaktan kumanda, bebek monitörü ve acil durumlarda kullanılan iletişim sistemlerinin hepsi EM alanlarını kullanır. Bilgisayar ağlarında giderek yaygınlaşan WiFi gibi kablosuz teknolojiler de EM alanlarını kullanarak internete ve daha pek çok elektronik alete bağlanırlar. Farklı frekanslarda çalışan birçok EM alanı çeşidi bulunmaktadır. Frekans, dalgaboyu ile – yani iki dalga arasındaki uzaklıkla – ilgili bir konudur. İki dalga birbirine ne kadar yakınsa frekansın şiddeti de o kadar yüksek olur.

Aşırı yüksek frekanstaki bazı EM dalgaları o kadar büyük enerji taşırlar ki moleküllerin değişmesine bile sebep olabilirler. Örneğin, hastalıkların teşhisinde ve radyoterapide kullanılan röntgen ışını bu türden bir enerji ihtiva eder. Bunlar iyonize alanlar olarak da bilinirler. Cep telefonlarının ve baz istasyonlarının kullandığı daha düşük frekanstaki EM dalgaları, molekül değişimine yol açacak boyutta enerji ihtiva etmezler. Bunlar da iyonize olmayan alanlar olarak bilinirler. EM alanlarının hepsi bu iki kategoriden birine aittir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: